2024'te yapılacak olan yerel seçimlerin hazırlıkları devam ederken; CHP, 2019 Yerel Seçimlerinde ve 2023 Genel Seçimlerinde ittifak kurduğu İyi Parti'ye işbirliği teklifinde bulundu. Buğra Kavuncu başkanlığında toplanan il başkanları toplantısında büyük oranla ittifak isteği dile getirilmiş olsa da, Genel İdare Kurulunun yaptığı toplantıda oy çokluğuyla CHP ile ittifak kurmama kararı çıktı. Buradaki görüş ayrılığından anlaşılacağı üzere ilk tespit tavanda bir birleşme olmasa da tabanda ittifakın bir şekilde kurulacağı yönünde.
İyi Parti'de ittifak kurmama yönünde karar alınmış olsa da siyasette 24 saat uzun bir süredir, herkes bunu bilir. Seçime daha aylar var. Bu saatten sonra bu fikirden vazgeçip, tekrar ittifak yoluna girerler mi bilmiyorum fakat İyi Parti'nin aldığı bu karar, seçimden sonra partinin varlığını devam ettirip ettirmeme yoluna sokabilir onları. Aldıkları bu riskli kararın üç farklı gidişatı olabilir.
Bunlardan ilki; çıkardıkları aday AKP-MHP seçmen kitlesinden oy alabilecek bir isim olursa, belediye yarışında CHP'nin işini kolaylaştırmış olur. Dahası kazanmasına yardım etmiş olur direkt. Bu da muhalif bir parti için, 20 küsur yıllık iktidarın elini zayıflatmak adına sorumluluk aldığını gösterir. Seçim kaybetse bile halka kendisini anlatabilecek nedenleri olur.
İkinci gidişat; Sosyal Demokrat, Atatürkçü bir ismi aday çıkartıp, CHP seçmeninin aklını çelmek olabilir. İşte burada CHP'ye yaşatacağı olası bir belediye kaybı kendi kendinin tasfiyesini bir nevi hızlandırmış olur. Çünkü halk şu anki hizmetleri elde edemeyince, kitlesinin ona gösterdiği hoşgörüyü ve desteğini göremeyebilir. İyi Parti'nin bugünkü duruşunu, HDP karşıtı politikalarını seçmen iki gün alkışlar, üç gün alkışlar. Dördüncü güne geldiğinde, eskiye göre alamadığı hizmeti, bindiği otobüsün pahalılığını ya da hiç gerek yokken bir anda başlayan Kanal İstanbul projesini konuşmaya başlar. İttifak çağrısını reddeden ve muhalefeti bölen bir parti olarak seçimin başarısızlığını üstüne yıkacağı bir CHP de olmaz bu sefer.
Üçüncü yol ise sonradan sonraya girilen ittifak yoludur. Maalesef bu dengesiz tavırlar, masadan kalkıp sonra geri oturmalar, partilerin üst kesimlerinde kolayca kabul görüp, onları ittifak havasına soksa da halka yansıması bu kadar kolay olmuyor. Keskin virajlardan dönerken savrulan seçmeni kontrol edemiyor, kitlesini destekçisi yapamıyor. 2023 Genel Seçimlerinde bunu da tecrübe ettik.
Burada İyi Parti'nin aday çıkarması ve HDP'nin kesinleşmese de aday çıkarma ihtimalinin olması muhalefet cephesinde en çok işin yine CHP'ye düştüğünü gösteriyor. Zaten CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Grup Toplantısında İyi Parti adına yaptığı konuşma ve 'ittifak arayışımızı tabana yayacağız'' söylemi CHP'nin yerel seçimde stratejisinin temelini oluşturacağını düşünüyorum. Kendi içindeki potansiyeli, analiz ve etkin kılmak için de iyi bir fırsat olacaktır.
İyi Parti ''hür ve müstakil" girecekleri seçimle seçmenlerine, iktidar yürüyüşünde rotalarını yeniden belirleyeceklerini vadediyorlar. Umarım bu tutumları ülkemiz açısından olumlu sonuçlar doğurur.
Benim kişisel görüşüm; halk kendi arasında bir ittifak kuracaktır. Çünkü yerel seçimler partilerin değil adayların ve onların çalışmalarının ön plana çıktığı bir süreçtir. Ekrem İmamoğlu , Mansur Yavaş halktan destek gören isimler ve zaten 4 yıldır sundukları belediyecilikle de kendilerini kanıtlamışlardır. Seçmenin bir 5 sene daha onları görevde tutmak istemesi olasıdır.