AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan yeni açılım için yeni yollarını sahaya sürerken, diğer taraftan CHP’yi antidemokratik uygulamalarla sıkıştırmaya çalışıyor. Arkasından muhatap aldıkları DEM partiyi de sıkıştırma stratejisi uyguluyorlar.
Ama süreç içerisinde Cumhur İttifakı’nın amacının yeni Anayasa‘dan önce, AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dördüncü kez ve belki de daha fazla kez cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için Anayasa değişikliği olduğu ortaya çıktı.
**
CHP’yi itibarsızlaştırmak isteyen Erdoğan ve avaneleri, antidemokratik bir planla İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e PKK üyeliği suçlamasıyla görevden alıp tutuklattılar. Bu operasyonu şiddetle kınıyorum.
Birileri zamanlama manidar diyor acaba?! MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli mevcut Anayasa’ya ve kanunlara aykırı olarak, Apo gelsin meclis DEM parti kürsüsünde konuşsun, PKK’yı lav etsin derken normal karşılıyorlar, Ahmet Özer 13,14 yıl önce çözüm sürecindeki telefon konuşmaları sebebiyle suçlanıyor.
AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı ve avanelerinin yeni açılım-çözüm süreci ile ilgili her türlü açıklamayı yapıyorlar ve suçlu görünmüyorlar, Ahmet Özer gibilerin fikir beyan etmesini suçmuş gibi gösteriyorlar .
**
Neymiş; yeni açılım sürecinde İmralı‘yI yani Apo’yu ve DEM partiyi muhatap alacaklarmış. Peki demokratik uygulamalarla nasıl çözüme ulaşacaklar? Belli değil. Demek ki kervanı yolda düzmek istiyorlar. Yani adamların bir konuda hedefleri var ama uygulayacakları politikaları yok.
Geçmişte de benzer bir yola başvurmuşlar ama masayı yine Erdoğan devirmişti. İngiltere gözetiminde 2006 yılında başladığı iddia edilen ve Oslo’da devam eden görüşmelere izin verenler barıştı, bu konuda düşünce sahibi olan Ahmet Özer suçlu.
2013 yılında Diyarbakır meydanında Apo’nun mektubunu halka okumak suç değil, Ahmet Özer’in yazdıkları suç.
Günün MİT Başkanı Hakan Fidan’ın İmralı‘ya gidip teröristbaşı Öcalan’la görüşmesi normal, Ahmet Özer’in PKK’lı olduğu iddia edilen kişilerle telefonda görüşmesi suç.
28 Şubat 2015’te AKP hükümeti Bakanlarının Erdoğan’ın emriyle Dolmabahçe Sarayı’nda HDP’lilerle mutabakat masasına oturması doğru, Ahmet Özer’in başsağlığı için birisini araması suç.
Valilere emir verip PKK’lılara dokunmayın demek, PKK’lılar için çadır mahkemeleri kurmak, PKK’lı teröristlerin şehirlerde hendek kazmasını görmezden gelmek suç değil, Ahmet Özer’in bir Kürt sanatçının konserine gitmesi suç.
**
Bu yapılan resmen siyasal suçlama ve neticesinde yargılamadır. Erdoğan ve ailesinin geleceğini garanti altına almak, bunun için iktidarda kalmasını sağlamak amacıyla kurulan bir siyasi oyunun parçasıdır. Dolayısıyla hem CHP’yi köşeye sıkıştırmak hem de DEM partiye havuç uzatır gibi yapmak siyasi bir plandır.
Siyasi dinci iktidar halkın bütün bu gerçekleri görmesini istemiyor. Çünkü Kürt ve Türk halkları aynı tuzağa düştüklerini anlarlarsa, bunların kaçmaya fırsatı olmaz. Bu ülkede sadece Kürt halkı değil her kökenden vatandaşın pek çok sorunu vardır. Bunlar özgürlüklerin kısıtlanması, demokratik hakların engellenmesi ve ekonomik kriz olarak sıralanabilir.
**
CHP yönetimi milleti sineye dönmek yerine, Erdoğan’ın yarattığı sorunları başta ekonomik krizi olmak üzere uyguladığı yanlış politikaları, üzerine sos olarak ABD ve İsrail aşkını halka anlatmalı ve bu süreçte erken seçim için şiddetle baskı uygulamalıdır.
Ülkemizde yaşayan tüm halkların mutlu ve huzurlu yaşamaya hakkı vardır .