BAAS rejimi yıkılıp esat Rusya’ya kaçınca; Suriye’de her şeyin yoluna gireceği, radikal İslamcıların demokrasi getireceği gibi bir algı maalesef Türkiye’de yandaş basın tarafından halka empoze edilmeye çalışılıyor.
Tamam; layık ama diktatör Esat Rusya’ya kaçtı, lakin geride paramparça olan bir Suriye kaldı. Suriye’de sadece bir din bir mezhep veya bir ırktan olan insanlar yaşamıyor. Her dinden, her mezhepten ve pekçok ırka mensup insanlar yaşıyor. Belli bölgelerde yaşayan bu insanların öne çıkanları bağımsızlık veya özerklik taleplerinde bulunuyor. Bunların bir araya gelmek, Suriye’de üniter bir yapı kurmak gibi bir talepleri yok. Çünkü emperyalistler de parçalı bir Suriye istiyor.
Bunların dışında 13 yıllık çatışmalar sonucu Suriye’de şehirler yıkılmış durumda. Bazı şehirlerde sağlam bina kalmamış. Elektrik, içme suyu, altyapı neredeyse yok. Suriye halkının geleceği hem Esat hem de radikal dinciler tarafından çalınmış. Para yok. Parayı dışarıdan bulmalari lazım. Ama nasıl?
**
Geçici hükümetin başına Şeriat hukuku uzmanı biri getirilence, var olan sorunları çözmek mümkün olmayacak. Bu adama yatırım için gerekli kaynağı batı ülkeleri sağlamaz. Arap ülkelerinin de para vermesi pek mümkün görünmüyor, görevin yine Türkiye’ye düşecek gibi görünüyor.
Saydıklarımızın dışında emperyalist güçler Suriye’de asker bulundurmaya, belli bölgelere hakim olmaya devam edecekler. Mesela Rusya Suriye’den çekildi ama Tarsus limanında ve çevresinde asker bulundurmaktan vazgeçmiş gibi görünmüyorlar.
Suriye’de bulunan en önemli emperyalist güç ABD ve onun yancısı İsrail’dir. Türkiye’deki yandaş basın ABD’nin Suriye’deki petrol kaynaklarının peşinde olduğunu yazıyor ve söylüyor. Ancak gerçekler bu kadar basit değil.
ABD’nin birinci görevi İsrail’in güvenliğini sağlamaktır. Zaten İsrail de terörü Suriye’de tutmak amacıyla belli bölgeleri, tesisleri vurdu. Şam’a 15 km mesafeye kadar geldi. Bu arada Suriye’nin yeni efendilerin Suriye’ye tepki vermemeleri, aralarında bi birliğin var olduğunu gösteriyor.
ABD’nin ikinci hedefi ise İsrail’in güvenliği ve bölge ülkelerinin istikrarsızlığı için YPG‘yi desteklemeye devam etmektir. Suriye’de Esat yönetiminin düşmesinin dördüncü gününde ABD’li önemli bir generalin boşuna YPG’ye gönderilmediği, onların elebaşlarıyla görüşmediği bellidir.
ABD Dışişleri Bakanı AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fidan’la görüştükten sonra, Fidan’ın açıklamalarını duymuşsunuzdur. Fidan YPG‘den PKK’lı unsurlar ayrıştırılacak. ABD’nin kontrolündeki terör örgütü YPG‘yi, PKK’ya kötü demeye getirdi. Yahu bunlar kardeş terör örgütleri değil miydi? Bu açıkça İsrail’in güvenliğinin kurulacak YPG öncülüğündeki büyük Kürdistan’a destek vermek değilse, ne manaya geliyor?
**
Kimse rüya görmesin. ABD’den Türkiye’ye yapılan açık ve kapalı tehditler boşuna değil. Fidan’ın açıklamaları ABD tehditlerinin amacına ulaştığını gösteriyor. Fırat’ın batısında terör örgütü kalmadı diyen AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve adamları, Fırat’ın doğusundaki terör yapılanmasını görmezden mi geliyor?
Türkiye açısından tehlike yaratan diğer bir durumda Afganistan’daki Taliban rejiminin bir benzerinin, radikal İslamcıların yönettiği bir Suriye’nin hemen sınırımızda kurulacak olmasıdır. Türkiye’de uyuyan hücreleri ile birlikte, ülkemizde bir terör fırtınası ve iç savaş benzeri çatışmalar yaratırlarsa kimse şaşırmasın.
ABD desteğiyle Suriye’yi ele geçiren terör örgütü HTŞ’nin ABD ve arkasından AKP hükümeti tarafından terör örgütleri listesinden çıkarılması an meselesi gibi gözüküyor. Yapılan yumuşak açıklamalar, MİT başkanının ateşe lideriyle Emevi Camisi’nde namaz kılması ve görüşmeleri bunun işaretleridir. Ayrıca bir ülkeyle dışişleri bakanlığı üzerinden diplomatik bir ilişki kurmak yerine istihbarat başkanının o ülkeye gönderilmesi uluslararası tahammüllere aykırıdır.
AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’de halk darbesi oldu, kardeşlerimiz artık özgürdür diyor ama Kuzey Suriye’deki Türk askerinin varlığının ne olacağı ise hala muallakta. Terörü sınır ötesinde bitirmek ve tutmak için orada bulunan Türk askerlerine bakalım HTŞ ve ABD ne kadar tahammül edecek.
Suriye çok karışık!