Temmuz ayı enflasyonu beklentilerin altında çıkınca, muhalefet olduğu gibi TÜİK yönetimine yüklendi. Yahu TÜİK bunu ilk defa mı yapıyor? Bilhassa damat zamanında, 2018’in sonundan ve 1 Ocak 2019’dan beri, TÜİK Saray’dan aldığı emir doğrultusunda enflasyonu masa başında belirliyor. Böylece emekçinin ve emeklinin eline geçecek parayı Saray almış oluyor. Neymiş TÜİK beyaz peynirin kilosunu 149 TL’den, doktorun muayene ücretini 34 TL’den, özel üniversite ücretini 199 bin TL’den, zeytinin fiyatını 136 TL’den gösterirken zeytinyağını 116 TL’den alarak, ona göre enflasyonu açıklıyormuş. Bence bu da doğru değil. TÜİK önce enflasyonun kaç olacağını Saray’dan emir olarak alıyor ve ürün fiyatlarını ona göre belirliyor.
TÜİK eleştirilere bir açıklama ile cevap verdi. Ne dedi? Yöneltilen sorulara bir cevap veremedi. Ama ne kadar şeffaf olduklarını açıklamakla yetindi. Tabii kimseyi inandıramadı.
**
Halkın geliri çalınınca, çok çalışıyor ama ürünleri pahalı aldığı için Daha az yiyor. AKP hükümeti elektrik, doğal gaz gibi temel girdilere büyük zam yaparsa sonunda olacağı bu. Gerçekte enflasyon çok artıyor ama halkı ikna yoluyla enflasyonun düşük olduğuna inandırmaya çalışıyorlar ama bilmiyorlar ki herkes uyandı.
1 Temmuz’da elektriğe evlerde yüzde 38, üretimde yüzde 33 oranında zam yapılınca iğneden ipliğe her ürünün ama her ürünün fiyatı arttı. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Maliyeti artan ürünün fiyatı da artar ve bu da ister istemez tüketiciye yansır.
Dolayısıyla bakmayın Maliye Bakanının dediğine, bu gidişle enflasyonun azalması veya yerinde sayması mümkün değildir. Fiyatlar zaten çıkmış çıkacağı kadar. Fiyatları düşürmeden, halkın gelirini artırmadan refah artışı sağlanamaz.
AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan emirle masa başında enflasyonu düşürmek yerine üretimi arttırmalıdır. Ama üretim yerinde sayınca piyasada maliyetler ve maliyetler artarken, halkta açlıkla imtihan oluyor.
Bu gidişle talebi daha da düşürmek isteyen iktidar halkın gelir artışını engelleyerek, artık halkın açlıktan ölümle imtihanına yol açacaktır.
**
AKP yönetimi enflasyon politikalarında öylesine yanlışlar içerisindeki, Türkiye’de inanmadığımız yıllık enflasyon oranı yüzde 61 seviyesinde gösterilirken, savaş halindeki Rusya’da enflasyon yüzde 8,6 Ukrayna’da ise yüzde 4,8 olarak ölçülüyor.
DP’li Cemal Enginyurt bile işi öğrenmiş; enflasyon düştüyse elektrik ve doğalgaza niye yüzde 38 zam yapıldı, kiralar neden yüzde 65 oranında artıyor diye soru soruyor. Ne kadar haklı değil mi?
Ama AKPli Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı hala vehametin farkında değil. Türkiye’de 6,5 milyon çocuk şiddetli yoksullukla karşı karşıya iken, ailelerine çocuklara her gün et, süt, tahıl, meyve ve sebze yedirmelerini öneriyor.
Ben de bu kafalar ne içiyor diye sormaktan kendimi alamıyorum .
**
Unutmadan aktarayım. Bu ülkede haklarından fazlasını alanlar, çalanlar bakın halka ve mütedeyyin Müslümanlara neler öneriyor.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı bir kadın; elindeki nimet yerine, başkasının elindeki nimete gözünü dikerek mutsuz, şükürsüz ve nankör olan bir insan bu dünyada huzurlu yaşayamaz .
Evet dedim ya akla bak sen! halka artık bunların saçmalıklarına inanmıyor.